Haber

Yurt ya da barınak: ‘Sadece çatı istemiyoruz, insanca bir yaşam istiyoruz’

DUVAR –Öğrencilerin yaşadığı barınma sorununu kamuoyunun gündemine taşımak ve konuya ilişkin çözüm önerileri sunmak amacıyla iki yıl önce kurulan Barınmıyoruz Hareketi, artık öğrencilerin sorunlarıyla ilgili iletişime geçebilecekleri ilk yer haline geldi.

Hareket, KYK yurtlarının yetersizliğine ve artan kiralar karşısında öğrencilerin kalacak yer bulamamasına dikkat çekmek amacıyla 2021 yılında sokaklarda ve parklarda gecelemeleri başlattı. Binlerce öğrencinin desteklediği eylemler İstanbul, Ankara, Eskisehir ve Bursa gibi illere yayıldı. Bu süreçte öğrenciler defalarca polisle karşı karşıya gelirken, bazı milletvekilleri de öğrencileri ziyaret ederek desteklerini anlattı. Ancak öğrencilerin barınma sorunu uzun süredir çözülememiş ve sorunlarına yenileri eklenmiştir.

Aydın’da KYK yurdunda Zeren Ertaş isimli öğrencinin asansörün bozulması sonucu hayatını kaybetmesi yurtlarda kalan öğrencilerin yaşadıklarını yeniden gündeme getirdi. Öğrenciler sadece dört duvar ve çatıdan oluşan bir barınak değil, insanlığa yakışır bir barınak için seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Barınamayız Hareketi’nden Demir Karabacak ile barınmanın tanımını ve yurtlarda yaşananları konuştuk.

Demir Karabacak

‘YURTLARIN ÖNÜNDE DİYORUM TACİZ EKİPLERİ VAR’

TDK’ya göre ‘barınma’ kelimesinin birden fazla açıklaması var. Bunlar; ‘Doğanın etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak’, ‘yerleşmek, yaşamak için uygun koşulları bulmak’ ve ‘geceyi bir yerde uyuyarak geçirmek’…

KYK yurtlarının birçoğu geceleme ve kapalı yer sağlama şartlarını karşılamaktadır. Ancak ‘yaşamak için uygun koşullar’ tanımının ne ölçüde karşılandığı tartışma konusudur. Barınamayacağımız İçin Hareketi’nin yalnızca son hafta sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlara baktığımızda öğrencilerin sağlıklı beslenme, hijyen, güvenlik gibi pek çok temel ihtiyacının bile karşılanmadığını görüyoruz.

Merkeze uzak yurtların önünde otobüs kuyrukları oluşuyor.

Barınmanın tanımını ve yurtlarda yaşananları konuştuğumuz Barınamayız Hareketi’nden Demir Karabacak, Türkiye’nin her yerindeki öğrencilerden mesajlar aldıklarını anlatıyor. Son dönemde aldıkları şikayetleri sıralamasını istediğimiz Karabacak, “İlk olarak yurt binalarının kalitesiyle ilgili konular geliyor. Gıda ve beslenme sorunları ikinci sırada geliyor. Üçüncü sırada ise güvenlik yer alıyor. Şehir merkezine uzak yurtların önünde deyim yerindeyse taciz timleri var. Bu tacizlerden bir veya ikisini duyurduk. Bu konuyla ilgili çok sayıda rapor var. Arkadaşlarımız bizden paylaşmamızı istediği kadar paylaşıyoruz. Hatta sadece yurt dışındakiler tarafından değil, yurt içinde görev yapanlar tarafından da tacize uğrayabiliyorlar. Güvenlik sorununa ulaşım sorunu da eklenebilir. Dördüncü sırada KYK düzenlemesini sıralayabilirim. O kadar tuhaf şeyler var ki darbe anayasasından hiçbir farkı yok. ‘Üç kişi aynı anda ayakta duramaz’ denir. Toplantı, yürüyüş ve şort giymek yasaktır. Şeriat kanununun getirilip getirilmediğini bilmiyoruz. Düzenlemeyle ilgili özellikle kadın arkadaşlarımızdan çok sayıda şikayet alıyoruz. “Aslında Türkiye’de yaşamanın zorluğunun üstüne bunu da yaşıyorlar” diyor.

Yurtlarda yemeklerin içerisinde böceklerin görülmesi en çok şikayet edilen konulardan biridir.

YATAK BAŞINA düşen ÖĞRENCİ SAYISI DEĞİŞMEDİ

Ekim ayında konuyla ilgili bir raporu Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sunduklarını hatırlatan Karabacak, raporda yer alan bilgilerin, öğrencilere aktarılan payın yıllar itibarıyla azaldığını gösterdiğini belirtiyor. Öğrencilerin yaşadığı barınma sorununun temelinde de bunun yattığını belirtiyor.

Söz konusu rapor, hareketin son iki yılda aldığı ihbarlar, ana akım basın, Gençlik ve Spor Bakanlığı verileri ve emlak sitelerindeki verilerden yola çıkılarak hazırlandı. Raporda, öğrencilerin aldığı burs miktarının yıllar içinde taban fiyata göre azaldığı belirtiliyor. Buna göre 2002 yılında asgari ücret 184 lira iken öğrencilere verilen burs 45 liraydı. Bu tedbir asgari fiyatın yüzde 24’üne tekabül ederken, 2023’te bu oran yüzde 11’e düşecek.

Hükümetin yıllar içinde yurt kapasitesini artırdığına dair açıklamalar da var. Gençlik ve Spor Bakanlığı verilerine göre 2002 yılında 182 bin 258 olan yatak sayısı bugün 850 bine yükseldi. Ancak yatak sayısıyla birlikte öğrenci sayısı da arttı. Dolayısıyla 2002 yılında yatak başına düşen öğrenci sayısı 10 iken bugün bu sayı hala aynı.

Öte yandan konut kiralarının yüzde 500’lere ulaşması ve yurt fiyatlarının yüzde 100’ün üzerinde artması öğrencilerin barınma sorununu daha da derinleştiriyor.

Kayseri Koca Sinan Yurdu’nda asansör zeminin altında durur.

‘Barınma, NİTELİKLİ BİNA VE SOSYAL TESİSLERE SAHİP KOMPLEKLER DEMEKTİR’

Demir, rapordaki bilgilerin gerçek bir artışa işaret etmediğini söylüyor: “Ranza sistemi, yalnızca üç yatağın sığdığı, çalışma masasının bulunmadığı, kapıların açılmasının zor olduğu odalarda kullanılıyor. Bunu yaparak yatak kapasitesini artırmaya çalışıyorlar. Mesela Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ranzalar üç kat yüksekliğinde. Burası sığınak değil. Yurtların kapasitesi ve öğrenci sayısı belirlenir. Bu nedenle nitelikli barınma ve beslenme koşulları sağlanamıyor.”

Demir’e göre ya baştan planlamada hata var ya da öğrenciler bilinçli olarak yerleştirilmiyor. Konuyla ilgili Demir, “Çok öfkeliyim, topyekun bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Genel olarak bunu öğrencilerin işçi olması açısından okudum. Çoğu öğrenci okurken çalışmak zorunda kalıyor ve bu durum sermayeye bir şekilde fayda sağlıyor. “Ben konuya buradan bakıyorum” diyor.

Demir ayrıca dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun 2021 yılında yaptığı açıklamaları hatırlatıyor. Barınamayız Hareketi öncülüğünde başlayan parklarda gecelemelere karşı açıklamalarda bulunan Kasapoğlu, şunları savundu: KYK yurtları otel zincirleriyle yarışıyordu.

Kadırga Erkek Öğrenci Yurdu’ndaki sütunlar çatladı.

Demir, Kasapoğlu’nun aksine yurtların kötü durumda olduğunu şu örneklerle açıklıyor: “Fatih’teki Kadırga Erkek Öğrenci Yurdu herhangi bir depremde yerle bir olur. 3 bin öğrenciye mezar olacak. Sütunları kırıktır ve o kırık yerlerden yılanlar çıkar. Böyle bir sığınak mümkün mü? Bizim için barınma, kaliteli bina ve sosyal donatılara sahip kompleksler demektir. Günümüz KYK yurtlarında bunların bir arada çok az örneği var. Yurtlardaki yemekler sağlıksız. “Yiyeceklerden böcekler, sinekler ve daha birçok şey çıkıyor.”

‘ÖĞRENCİLER EYLEMLER VE SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI SONRASI KAZANDIYOR’

Barınamayız Hareketi ve öğrencilerin paylaşımlarından sonra çözülen sorun örnekleri var mı? Demir buna ‘kısmi kazanımlar sağlanıyor’ şeklinde yanıt veriyor: “Vezneciler’deki yurttaki arkadaşlarımız mutlaka kazanımlar elde etti. Cevizlibağ’daki arkadaşlar henüz bunu başaramadılar ama kısmi kazanımları var. Giresun’daki dostlarımızın talepleri kabul edildi ama sizlerin de talepleri takip etmeniz gerekiyor. Çünkü iki gün geçmesine rağmen talepler yerine gelmemiş olabilir. Giresun’da yurtta asansör sorunu yaşandı. Bir arkadaşımız orada kaldı. Aynı zamanda çamaşırların onarılması yönünde talepler de var. Size çok komik bir istekte bulunayım; Halil İnalcık KYK Yurdu öğrencileri küflü omlet yerine küçük tavalarda hazırlanacak omlet talebinde bulundu ve bu talep kabul edildi. Yurtlardaki durumu özetliyor bu. “Öğrencilerin ne tür koşullar içinde olduğunu, ufuklarının ne kadar dar olduğunu gösteriyor.”

‘YURTTA KALDIĞIM SÜREÇTE HİJYEN ALGISIM BOZULDU’

2017-2019 yılları arasında KYK yurtlarında kalan ve şu anda Yıldız Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nde öğrenim gören Demir, yurtta kaldığı sürenin hayatına olumsuz etki yaptığını anlatıyor. Günümüze göre şartların hala daha iyi olduğunu belirten Demir, şunları söyledi: “Yurtta kaldığımda 75 gün izin vardı ve odaların bir kısmında ranza vardı. Yurda en son sabah saat ikide girildi. Sosyal etkinliklere katılabildiğimiz bir dönemdi. Ancak geriye dönüp baktığımda bazı şeylerin değişmediğini görüyorum. O dönemde de asansör sorunu vardı ama biz umursamadık, kabul ettik. Çamaşırlarda sorun vardı, ben de akrabalarımın yanına gidip çamaşırlarımı yıkadım. Aynı zamanda yurtta kaldığım süre bazı şeylere tepkisiz kalmama neden oldu. Mesela hijyen algım tamamen yerle bir oldu. Bunu yurttan çıktıktan çok sonra anladım. Bir de kaygınız var, her zaman cezalandırılacağınıza dair bir korkunuz…”

Demir, yurtların yıllar geçtikçe güzelleşmesi beklenirken, koşulların daha da kötüleştiğini, bunun nedeninin de ayrılan bütçelerin yumuşatmak için değil, farklı yerlere aktarılması olduğunu belirtti. Raporda bununla ilgili bilgi paylaştıklarını vurgulayan Demir, “Bütçenin tarikat yurtlarına aktarıldığını, farklı etkinliklere gittiğini görüyoruz. Verileri okumayarak bunun kasıtlı olmadığını düşünmek mümkündür. “Okuyan görür” diyor.

Demir, öğrencilere yaptığı davetle sözlerini sonlandırıyor: “Onların asla pes etmemesini istiyorum. Birisinin sorunlarından bahsettiğini bilmelerini sağlayın. “Bir noktada başarılı olacağız ve insani koşullarda yaşayacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu